10 Ocak 2014 Cuma

Hayalsizler..

Şu sıralar, belli şeyleri yapmaya programlanmış robot gibiydi. Evet robot. Okuldan eve giden, evden okula gelen. Bu arada her bulduğu bilgisayarda projeleri yapan asosyal bir paranoyaktı ! Neden böyleydi, tüm sınavlar,projeler, tüm kızgınlıklar ve kırgınlıklar , tüm bencillikler, reddetmeler filan neden peş peşeydi?
Hâlbuki onun için hayatı yaşamak ve anlamlandırmak çok kolaydı..Biraz kitabı, ocakta demlenmiş çayı, boş sokaklarda yürüyecek vakti, ıslanacak yağmuru, içini ısıtacak güneşi, ayağını basacak çimeni, saksıların da çiçeği, kapıda kedicikleri, durakta köpecikleri, her daim beslediği karıncaları, platonik bir sevgisi, biraz müziği, biraz dostu olunca mutluydu o ...
Peki mutsuz olan kimdi ? Düzen ne zaman girmişti hayatına, ne zaman sistemin kölesi olmaya başlamıştı ? Gittikçe küçüldüğünü hissediyordu, aslına hep bir büyüyüş baş göstermişti hayatında başarılar, övgüler... Küçülen neydi ? Hayallerine olmuştu da onca başarıya sığmamıştı ? Haftanın son gününde başarılı bir sunumun ardından günün en trafik saatinde eve gitmek için yola çıktı. Bir müddet sonra yalnız kalmıştı, tıka basa dolu bir otobüse ardına bakarak bindi, zar zor tutamacı kavradı.Gözünün gördüğü herkes mutsuzdu, gözünü kapadı ve düşünmeye başladı, tüm gün hayalleri için ne yapmıştı. Hiç dedi, hiç bir şey yapmadım. Ben bugün düzenin hayallerini hizmet ettim.  Bugünü hatırladıkça aklına gelen tek güzel anı kırtasiyede gördüğü gökkuşağı kalemdi, arkasındakiler deli gibi fotokopi çektirirken o kalemlerin önünde durmuştu, o kalemi eline almış böyle bir kalemle yazılacak şiirlerin ve şarkıların ne kadar çapkın olacağını düşünmüştü...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder